bugün
yenile
    /
    1. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Şuan o ilginç olayları yaşıyorum, yaz sonu işten ayrılınca anlatıcam hepsini. (bkz: değerlenecek buralar)
    2. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      beklemedeyiz
    3. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
    4. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      En fazla ne anlatabilirsin ki aq? "Faik abi beni çay almaya gönderirken bir mercedes geçti var yaa uff anlatamam." Neyse belki degerlenir de erotic story olur rizörveyşın.
    5. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      İlk bölümü yazmaya başlıyorum. Şarjım bitmezse ve sahurdan önce biterse bugün atarım mübarekler
    6. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Ulan yavşak 10 gündür nerdesin sen
      0ilk entry e baksana kardo yaz sonu demiştim kıyak yapıp daha erken anlatıyorum.d - melek dimaria 07.07.2015 01:00:39 |#2443866
    7. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Bu arada sex storyse rezervedi koyarım
    8. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ben: dimaria diğer kişiler ifşa olmaması için isimleri değişecek tabiki. sanayinin adı: yine ifşa olmamak için gerçekte var olmayan bi sanayi ismi olarak; beylikdüzü sanayi sitesi dükkanın adı: yine ve yine ifşa olmaması için; erkan oto -- bir sanayi var orda uzakta-- lys sınavından çıkmıştım. babamla buluşmak için belirlediğimiz tabelanın altında babamı bekliyordum. biyoloji sınavı sözel olduğu için erken çıkmıştım. babam arabayla geldi beni aldı. bütük gün izinli olduğunu ve beni sanayide çalışacağım yere çocukluk arkadaşının dükkanına götüreceğini söyledi. tabikide sanayide çalışacağımı biliyordum ama sınavdan hemen sonra nedir amk kaçıyomuyuz tamam çalışıcaz. tamam baba dedim. zaten sınav yüzünden sikici bakışlar atıyordu bana. ne zaman boş bi sokaktan geçsek "aha inip kafamı cama sıkıştıracak iffet 2 olucam" diyordum. sanayiye geldik. dükkanı bulduk. erkan otoydu ismi. arabaların bazı bölümleri yapan bir markanın bayisiydi. ama tek bağlantı noktaları dükkandaki makinalar o markaya aitti. başka bi sikim yoktu. adamın adı timur'du. timur abi babasıyla çok kavga ettiğini babasının onun hayatına sürekli karışmaya çalıştığını söyledi babam. ona bakışlarımla "senin yaptığın ne amk" bakışı atıcaktım ki, o bana "milletin içinde laf atmaya kalkma cama hala yakınsın" bakışı attı. timur abiyle tanıştım. babam ditek konuya girdi, yarın gelsin başlasın o zaman? dedi. hasiktir amk göz göre göre kitledi. babam çok teknik çalışırdı. size istediği herşeyi siz istemeseniz bile rahatlıkla zor kullanmadan yaptırırdı. bizi gözü camda bi gözü bende gidip geliyordu. sınavımın kötü geçmesini onların emeklerin tam karşılığını verememiş olma ihtimalim benim itiraz edebilme mekanizmamı devreden çıkarıyordu. babam küçüklüğümden beri zaman zaman beni döverdi. hak ederdim de döverdi yoksa ne aile içi şiddeti amk. he arada haksız yerede döverdi ama nabıyım amk evin tek erkeğiydim sinirini kız kardeşimden mi çıkarsın. ama hiç ağız burun dalmamıştı. akşam eve gelir televizyonun karşısına ayaklarını uzatırdı. beni yanına çağırırdı. önce suçumun ne olduğu sorardı. suçumu kabul ettikten sonra -ki ben itiraf etmesem bildiği için daha çok sikerdi belamı- bana neden dayak yiyeceğimi ve hak edip hak etmediği sorardı. yani bi nevi babama beni döv derdim amk. en çok kullandığı taktik falakaydı. o günki zevkine göre ya terlik kullanır ya da kemerle girerdi falakaya. ( he haksız yere yediğim dayaklar çok küçük tokatlar vs olurdu falaka gibi bişey varsa çok büyük bok yemişim demektir ) kendi kafasına göre seçerdi falaka aletini. amk alet dedim de neyseki babam zenci değil. aleti seçtikten sonra bana söyler ve getirmemi isterdi. amına koyım birazdan kendini önce falakaya yatır sonra kendi kendini sik diyecek diye düşünmeye başlardım. ne istediyse evdeki tüm terlikleri/kemerleri vs. yığar en acıtmayacak olanı arardım. hepsi de acıtırdı amk. neyse amk yediğim dayaklar gözümün önünde canlanınca bi iç geçirdim. dayaklardan dolayı babama kızgın değildim. hatta onu taktir ediyordum artık. tarihteki büyük padişahların diğer küçük devletlere uyguladığı politalara benziyordu politikası. timur abi, yarın pazar pazartesi gelsin başlasın dedi. mecbur tamam dedim. iş kıyafeti vs konuştuktan sonra parayı konuşmadan çıktık gittik. babama arabada parayı sordum, ben bizim için para önemli değil dedim, dedi. hay amk benim için en önemli şey para ama.
    9. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Not: mobil yazdığım için yazım yanlışları olabilir.söylerseniz düzeltirim şimdiden affola. Hikayede sırf oto sanayideki anılarımı değil konularla ilgili tüm anıları anlatacağım. ( bu partda da olduğu gibi ) devamını yazıyorum şuan okuyan varsa yazmayı bitirir bitirmez atabilirim
    10. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Rez rez rez devam et
    11. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      pazartesi günü gelip çatmıştı. babamla belli bir yere kadar arabayla geldikten sonra arabadan inip kalan yolu yürüyecektim. en fazla 15 dakikaydı yürüme mesafesi. indim arabadan, daha önce bi kere arabayla geldiğim sanayiye yürüyerek gitmeye çalışırken kayboldum. amk nerde bu sanayi diye dolanmaya başladım. sanayinin girişinde bi yetkili servis vardı. orayı bulmak için google.maps kullandım ve çok geçmeden buldum. yolda benimle aynı yöne giden bir sürü kadın vardı. yaşıtım olmadıkları in onlara abla gözüyle bakıyordum. hepsi durdurup o tarafa gitmeyin o taraftan sağ çıkamazsınız orası ölüm vadisi diye uyarmak istiyordum. yetkili servisin önüne varınca kadınların çoğunun oraya geldiği fark ettim. orası güvenli bölgeydi. yetkili servis ile tamirci arasındaki farklar, herkesin tek işi olurdu. tekniker, temizlikçi, danışman vs. tamirci dükkanında ise çırak (yani ben) temizlik getir götür teknikerlik hepsini yapar dükkanın sahibi müşteri ile görüşür vs idi. ama asıl en büyük fark yetkili serviste kadınlar olurdu. özellikle müşteri ilişkileri bölümünde ki kadınlar dehşetül vahşet olmalıydı. sonuçta bi müşteri oraya geliyorsa şikayetçidir. belkide adam servisin hatası yüzünden 100 le giderken freni patladı kaldırıma sürte sürte durdu ve sinirle servise geldi. müşteri ilişkilerindeki ablamız onunla ilgilenmeliydi. bana göre kesin masa altı yapıyordu dava açılmasın diye. belkide orospuluktan en büyük farkı sizi bu işe teşvik eden takım elbiseli insanlar olmasıydı. yoluma devam ettim sanayini girişine geldim. hala daha kadınlardan sanayinin içine girenler vardı. ne oluyor amk sanayi burası senin manikur salanona benzemez diye düşünerek sanayiye girdim ve dükkanın bulunduğu blok'a doğru yol aldım. madem geliyorsunuz sanayiye bizim tarafa da buyurum hanımlar bakışları eşliğinde hiç bir nefes alan dişinin bizim blok'a gelmediğini gördüm. hay şansımı sikem. dükkana girdim. timur abi vardı sadece. yukarı çık üstüni değiş gel dedi. değiştim geldim. süpürge faraş verdi elime. bilen bilir, çırak olmanın en büyük görevi dükkanı temiz tutmaktır. aslan yattığı yerden çırak dükkandan belli olurdu. başladım süpürmeye dükkanı. ben süpürürken bi adam geçti yanımdan yukarı çıktı. üstünü değiştirip geldi. selam verdi tanıştık vs. ismi ahmetti. ahmet abi benden biraz daha kısa esmer iyi bi adama benzeyen ama hafif piç olduğu belli bi adamdı. temizliğin sonuna doğru ikinci bi adam daha geçti gitti yukarı. heralde burda iş elbisesi giyilmeden tanışanı cama sıkıştırıyorlardı amk. o an panik oldum. etrafta bu iş için özel üretilen camlar olabileceği geldi aklıma. götümü sağlama almalıydım. hemen dükkanın önine çıkıp etrafta camcı olup olmadığına baktım. neyseki temizdi. işime döndüm diğer adam da geldi tanıştık. o da mahmuttu. mahmut abiyle timur abi dükkanın sahipleri ipne ahmette çalışandı. öğlene kadar ipne ahmet dükkanı gösterdi bana. dükkan göt kadar yerdi zaten. ama onlarca takım vardı. onların yerlerini bilmeli, istenildiği zaman getirmeli ve istenilmediği zaman yerlerine dizmeliydim. ama ben aklım hep sanayiye giren ablalardaydı. acaba şimdi hangi pezevenklerin elinden ibrahim abi kurtarıyordur onları diye düşündüm. öğlen bi durulma oldu dükkanda araba kalmadı. oturdum bi tabureye. oruç beynime vurmuştu ilk gün olduğu için alışık olmadığımdan daha da zorlanmıştım. arkamdaki duvarda bi hava tabancası asılı olduğunu gördüm. aldım sıkmaya başladım önce etrafa sonra kendime. terledik amk bi ferahlayalım. ucunu ayakkabının içine sokup sıktım ayaklarım bulutların üstünde gibi oldu amk. resmen ayak bonzaisiydi bu. hatta meth'di bu. ayağımın beyni olsa kesin patlayacak gibi olurdu heralde. o an aklıma daha değişik fantaziler geldi. ama toplum içinde tabiki olmazdı amk. avucumun içine sıktım. bi baktım garip bi ses. elimi değişik şekillere sokup sıkıyorum. repertuarıma gaz çıkarma sesi, hafif geğirme sesi ve bir kaç ses daha ekledikten sonra bıraktım. küçücük bi bekleme salonu tarzı oda vardı. ahmet abi ordaydı yanına gittim. eski küçük bi tv vardı ve yeşilçam filmi açıktı. o an yeşilçamı özlediğimi düşünüp sevinmiştim ama nerden bilebilirdim ki her dakika bu filmlerin açık olacağını... dükkanda bi makina vardı. arabanın tekerini tutan iki sönen mekanizması vardı. yani arabanın olduğu yerde gitmesini sağlayarak gücü vs ölçülüyordu. need for speed carbonda en çok yaptığım ve hep nasıl oluyo bu aq araba nasıl fırlamıyo dediğim şeyi her gün hiç bi güvenlik önlemi olmadan en az 5-6 arabaya yapmaya başlamıştım. artık mesai saatinin bitişine yaklaşmıştık. kalan arabalarıda toplayıp dükkanı kapattık. babamın çalıştığı yer 25 dakikaydı onun yanıma gidip arabayla eve dönecektim. yol boyu gözüm dişi birey aradı. ama sanayiden çıkan tek bi dişi sinek bile yoktu amk. kesin bi iş vardı bu işte. belkide kaybolmuştu kadınlar. dünya nufusuna göre bir erkeğe 3 kadın düşüyordu. eğer kaybolan kadınlardan biri veya bir kaçı benim hakkım olansa hakkım helal değil diye düşündüm. bi an sanayinin diğer kısımlarına gidip bakmayı düşündüm. ama götüm yemedi. sanayi içinde google.maps çalışmazdı. ve zamanında ismimden dolayı kız zanneden kardolar aklıma gelince benide kaçırırlar diye korktum. yetkili servisin önüne kadar hızlı hızlı gelmiştim. artık yavaşlama vaktim gelmişti. oh amk o da ne. tabure getirip izleyesim gelmişti içeriyi. etek boyları gün içerisinde kısalıyordu kanımca. sabah diz altında etekle kadınlar girerken şimdi dizin üstindeki eteklerleydi kadınlar. demek ki bugün baya bi kişinin 100 le giderken freni patlamıştı. servisin yanındaki börekçinin önünden geçerken oruç tutmayanlara bakıp, cennetimi garantilediniz pezevenkler demeyi ihmal etmedim ve yoluma koyuldum. artık görmediğim bilmediğim sanayinin bir parçası olmuştum. sistem kendisine beni de entegre etmişti...
    12. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Ooo güzel aferin reserved
      0eyvallah kardo yarın devam edicem inş:d - melek dimaria 07.07.2015 02:17:36 |#2661288
    13. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Oluru var (bkz: rez)
    14. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      tutar bu di maria reis (bkz: reserved)
    15. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Bu akşam 2. Bölümü yayımlıyorum
    16. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
    17. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      (bkz: reserved) yaz bakalım. İyi gidiyorsun.
    18. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
    19. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Rez.
    20. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      oto sanayide çalışmaya başlamamın üzerinden 5 gün geçmiş günlerden cumartesi olmuştu. işlerin nasıl yürüdüğünü az çok biliyordum artık. çarşamba gününden beri timur abinin oğlu geliyordu. çocuk benden bi yaş küçüktü ama uzundu. kısa boylu olduğum için çocuğa ilk görüşte bi kıl olmuştum zaten. bok vardı bu kadar uzuyacak. neyseki benim sakallarım vardı. daha büyük gösteriyordum. büyük gösterme mevzularına falan çok takılmazdım. hayatım boyunca görünüşümle ilgili tek bi hedefim olmuştu, o da babamın boyunu geçmek. ve geçtim de. sonra tüm dünya anlamını yitirdi amacım kalmadı. saldım götü göbeği bi de sınava hazırlanıyoz diye paso yedik için ders çalıştık. kısa zamanda tartılara küsmesi gereken bi herif oldum çıktım. küçüklüğümden beri çok zayıf birisi olamamıştım zaten. ama lisede bi ara herdeyse zayıf oluyordum. baya kilo vermiştim. sonra üni hazırlık girince saldık bizde. işe girerken en büyük motivasyon kaynaklarından biri olarak kendi kendime, "olum dimaria, zayıflamak için çalışırsın salona gitmeye gerek yok üstüne bide para alıcaksın. para alıcak mısın? hay baba ya.." diyordum. işe girdikten sonra gördüm ki çalışan herkes göbekli herifti ibne ahmet hariç. o da kesin tüm yevmiyesini aksaray baronlarına harcadığı içindi. seks en çok zayıflatan uğraştı. ama hiç " bu ara biraz kilo aldım gideyim de isteyene vereyim" diyen bi kız görmemiştim. acilen kızlar bilinçlendirilmeliydi. timur abinin oğlunun adı murattı. murat ipnesi iyi çocuktu şimdi. sürekli boş kaldığımızda sorular soruyordu. üni hazırlık çok mu zor vs. diye. anlatıyodum bende. ramazan olduğu için oruç yüzünden çalışırken zorlanıyordum biraz. yani dinlenme ihtiyacı duyuyodum. ama çıraksın amk sen. ustalardan en az biri ayaktaysa sende ayakta durucaksın. bizde usta üç tane. biri dinlenirken diğeri çalışıyo. hay amk şansımın. murat piçide hiç oturmuyodu. ulan yarak hiç mi yorulmuyon diye düşünmeye başlamıştı. piç çıtayı fena yükseltiyordu.
    21. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bi iki gün içinde durumun, işler güçlerde ahmet kuralın oruç tuttuğu bölimdeki gibi olabileceği aklıma gelmişti. murat'ı oruç vurmuyordu. hemen murat'a cenneti mi garantiledin pezevenk bakışı attım. ne diyon olum anlamıyom bakışı attı o da. gözlerim sürekli muratın üstündeydi, dükkandan çıkıp çaktırmadan su içmesini bekledim. derdim oruç tutup tutmaması değil, çıtayı yükseltmesiydi. o dinlenmediği için bende dinlenemiyordum. neyse günlerden cumartesiydi. cumartesileri daha az çalışılıyordu. haftalık maaş veren dükkanlar için maaş günüydü. ayıp olmasın diye soramıyordum da. sabah her zaman ki gibi babamla arabada belli yere kadar gittim. o gece sahura kadar sözlükte takıldığım için çok uykum vardı ve arabada uyuyordum hep. amk ne de güzel oluyordu. arada kafam sağa sola çarpıyordu ama olsun. değişik yerlerde uyumak zevkli olabiliyordu. uyumaktan daha zevkli birşey olabilir miydi? uyumak kaderin insana verdiği bir rüşvet miydi? babam böyle kasislere girmeyi nerden öğrenmişti? babamı kızdırdığımda hep bilmemnenin oğlu derdi. kasise öyle bi girmişti sövesim gelmişti. ama baba bu amk. bi an kızdırsamda kendi kendine bi sövdürsem diye düşündüm ama sonra vazgeçtim. kafamı çarpıp uyunmamla birlikte yaklaştığımızı anladım. üstümü başımı düzelttim. indim arabadan başladım yürümeye. yakında bi üniversite vardı. bütümlemeye kaldığını düşündüğüm öğrenciler gidip geliyordu. gördüğüm manzaralar yüzümden kendimi üniversite kapısına zincirlemek istiyordum. ramazanda yapmayın bari ablalarım. ulan şuna bak ya seni büt e bırakan hocanın elini ayağını öpeyim. offf offf. oruç olduğum kızlar gittikten sonra geldi aklıma. ramazanda açık giyinmek yasaklanmalıydı. ulan zaten yılda bir ay adam gibi bişeyler yapıyoruz onunda baktığımız karı kızla yok etmeyelim sevabını. kafamın içinde aragaz programında söylenen ramazanla ilgili şiir söylenmeye başladı. kadir çöpdemirin eşsiz yorumuyla tabiki.. ana caddeden uzaklaşıp sanayinin sokaklarına doğru yönelmiştim. artık sanayiye doğru giden ablalara "durun gitmeyin" bakışı atmak yerine "vaaay, siz hiç bizim oralara gelmeyin" bakışı atıyordum. yetkili servisin önünden yavaşça geçtim daha mesai saatleri başlamamıştı galiba pek birşey gözükmüyordu. dükkana vardım.
    22. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Ramazani geç de iki seks okuyalım belli oldu bunun içeriği (bkz: rez rez rez) (bkz: seri rez) (bkz: karşılıklı rez)
    23. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      rosarverj
    24. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      dükkana vardım. muratla birlikte dükkanı temizledik. sonra bi araba geldi bakım için. mahmut abi git dayıdan filtre al dedi. içinde koskoca aslan gibi dayıyı bulamıyor ben nasıl bulup da filtre alıyım amk dedim. sanayinin girişindeki filtreci adama herkes dayı diyordu. ama biz filtreci dayı bilmezdik. bizim dayılarımız ya sarı olurdu yada kons. filtreyi almak için yola çıktım. bir de ne göreyim. kız. dişi. nefes alan karşı cins. hemen olduğum yerde durdum. telefonu çıkarıp yansımama baktım. iki saat ön kamerayı açamazdım zamanım yoktu. yansımama bakıp saçımın her zamanki gibi olduğunu görüp rahatladım. gönül rahatlığıyla kızı kesebilirdim. başladım kızı incelemeye. kızın bulunduğu dükkan bizim bloğun karşı bloğuydu. ama ayni hizada değildi. o başta biz sonlardaydık. yani bizim dükkanın sokağına girdiğinizde, girer girmez soldan ikinci dükkanda kız sokağın sonuna doğru gittikçe sağda, sondan ikinci dükkan bizim dükkandı. yani dükkandan baktığımda asla göremezdim. yine bir dişiyle aramda mesafeler oluşmuştu. lanet olası mesafeler. kızlar konusunda çık şanslı değildim ama şanssız da değildim. bir kaç deneyimim olmuştu benimde. en son ilişkimde yakaladığım büyük yalanlar beni yeni ilişki ortamlarından hep uzak tutmuştu. yani uzun lafın kısası yoklukta değildim. ama sanayideydim. kıvanç tatlıtuğ bile 2 gün dursa sanayinin ortasında karı diye ağlamaya başlardı. bizde tabi yaşıtımız dişi görünce bi alıcıları çalıştırmadık değil. kız görünüş olarak tüm beklentilerimi karşılıyordu. yani nefes alıyordu. bu yeterdi ama kız çirkin olmadığı için diğer özelliklerini de artı pointti. kız beyaz tenli, uzaktan gördüğüm kadarıyla benden çok az kısa, siyah uzun saçlıydı. giydiği tulumla gayet çekiciydi sanayi şartlarında. aşık olmuştum amk. kız çok güzeldi. istırırdım. yalardım da. kızın yanına doğru yöneliyordum ki hemen yanında dükkanın ustası vardı. adam sikerdi belamı. belkide kız çalışan değildi babasının dükkanına yardıma gelmişti. babasıysa adam beni iki kat sikerdi. kızın adını öğrenmeliydim. kim bilebilirdi ki? kimse. zaten hiç kimseyi tanımıyordum. yoluma devam etmezsem adam fark edebilirdi kızına baktığımı. yoluma devam ettim. dayıya vardım filtreyi alıp geri döndüm. geri dönerken dikkat çekmemek için sevdiğim kıza baktım uzaktan. bu kadar kolay nasıl vurulabilmiştim bu kıza. işte bunlar hep sanayi, hep yokluktu. meçhul sevgilime şiirler yazabilirdim. çok sevmiştim. sevilmeyecek gibi de değildi. şu zamanda kaç tane kız babasının dükkanında arabalarla uğraşırdı. kesin pes de oynuyordu amk. onunla strip pes oynayabilirdik. bu kesin kolasına pes oynamaktan daha eğlenceli olurdu. dükkana gittim.
    25. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      dükkana gittim. filtreyi verdim. ama elim titreye titreye verdim. o filtreler meçhul aşkımı ilk görmeme sebep olan şeylerdi. çocuklarımız bunları merak esip bakmak isteyebilirlerdi. belkide o da beni görmüştü. her taraf erkek kaynıyordu evet ama ona benim gibi bakan kimse bulamazdı. bulabilir miydi? bulurdu amk ya. hatta daha güzel bakan daha güzel gözlü birinide bulurdu. ona sevdiğimi söylesem anlatsam? kelime oyunları yapan biri saha güzel şeyler söyleyebilirdi. ama kalbimi söküp göstersem ona burda sen varsın desem başkalarıda yapar mıydı aynı şeyi. bende yapamazdım amk abartma. ne yapabilirdim ona diğer kimsenin yapamayacağı? adam gibi sevebilirdim evet ama ona göstereceğim birşey olmalıydı. yoksa olay benimle ilgili değilde onunla mı ilgiliydi? o mu benim bakışlarımı göremecek kadar kördü? o mu benim söylediklerimin içtenliğini duyamayacak kadar sağırdı? o mu mümkün olsa kalbimi bile sökeceğimi bilemeyecek kadar cahildi? tüm sorulardan murat çıkarttı beni. iki dakka boş kaldık ya amk hemen "gel takımları dizelim" de. takımını sikim. hamgi takımı tutuyosan onu da sikim. beşiktaşsa ama seni sikim. o an aklıma muratında kıza vurulabileceği geldi aklıma. bana oranla çok bi gideri yoktu muratın ama ipne uzundu. kız belki uzun seviyordu. yani tabi uzun derken ben daha uzunum ama vucud boyundan bahsediyosa murat daha uzun. hay amk şimdi bide murat çıktı başıma. murat dükkandan çıkmamalıydı. dua etmeye başladım. bi yandan bi filtre falan lazım olsa da meçhul sevdiğimi göreyim. bir yandan da filtre lazım olduğunda muratı yollamasınlar diyordum. her gün iki kere filtre yada paeça almaya yollanırdım. ama artık istiyorum ya gitmek bi tane bile lazım olmadı anasını satayım. öğlen oldu hala sevdiğimi düşünüyor onun saçlarını hayal ediyordum. ismi acaba ne olabilir diye merak ediyordum. belki zeynepti adı, belki yağmur. çok severdim bu iki ismi birde eseni. esen ismi de çok güzeldi. düşüncelerime ara verip kafamı kaldırdım. yeni bi araba gelmişti. araba test için gelmişti. 2. el alım satım. takas yapılacaktı iki araba. biri volkswagen biri bmw idi. bmwnin hatasız ikinci eli 105 bin, volkwagenin ise 70 bindi. fiyattaki bu uçurum bizi kıllandırmıştı. adamın dediğine göre araba tertemizdi. arabayi teste bağladık ve boya kontrolü yaptık. teknik bi arızası yoktu. ama tavan dahil bir çok yer boyalıydı. bi araba için tavanın boyalı olması demek at çöpe demek gibi birşeydi. çünkü tavanın boyanması için tavanda bi hasar olmalıydı. ya arabanın üstüne birşey düşmesi gerekirdi yada arabanın takla atması. arabanın yan direklerine baktık çok hafifte olsa eğikti. bu takla armış olma ihtimalini güçlendiriyordu. bmw nin sahibi tam bir orospu çocukluğu yapıyordu yani. vw ile gelen adamlar bursadan 3-4 kişi gelmişti. sonucu öğrenince bmwnin sahibi adama çok sikici bakışlar atıyordu. adamlar bmwnin sahibine parayı öde biz arabayı almıcaz dedi. adamda başladı çirkefe yatmaya, yok ben buraya gelelim demedim param bitti ödeyemem vs diye. hemen gittim takımların yanına levyeyi alttan çıkarsım yukarı koydum. en büyük hayalim levyeyle dükkandan adam kovalamak bi iki tanede vurmak tabi. ama istediğim gibi olmadı vw sahipleri parayı ödedi. bmw önde vw arkada gitmeye başladılar. kesin bi tenhada durdurup sikiceklerdi herifi. abi bende geliyim mi sizle levhem var, ehe. diyecek oldum ki adamlar arada beni de sikerdi çok deli bakıyorlardı. adamlar gittikten sonra saat 2 olmuştu. cumartesi günleri pek çalışılmazdı çoğu dükkan açmazdı bile. açanlarda öğleden sonra kapatırlardı. bizim kapama saatimiz de 3 buçukdu. mahmut abi 3 e yakın arabasını dükkana alıp yıkamaya başladı. bende hafif yardım ettim. ahmet piçi gibi değildi bu iyi adamdı. 3 buçuk oldu saat git üstüni giyin gel dedi. gittim geldim, gel bakalım yazıhaneye dedi. peşinden gittim masadaki paralardan aldı birazını çıkardı saydı bana verdi. nezaketen gerek yok abi dedim ama tabiki gerek vardı amk. olue mu öyle şey sana da muratada aynı para dedi. paranın miktarına bakmadan cebime koydum. hadi artık gidebilirsin dedi, çıktım dükkandan. hem paramı almış hemde sevdiği görecektim amk. yoktu benden mutlusu. ama sevdiğimin dükkanı kapanmıştı. ulan biraz daha sabretsene kitapsızın kızı. moralim azalmaya başladı. onu görmek istiyordum. yan dükkandan adreslerini mi sorsaydım acaba amk. bugünde aşk da kaybetmiştim. bari parada kazanayım diyip parayı çıkarıp saydım. oha amk bu ne! hiç vermeseydim yarram. ufak bi hesaf yaptım saatlik ücretim 2 liraydı. ebeni sikim amk bu ne. rus karıları bile 200 dolar alıyordu saatlik. bizim sanayide e-5 kenarıydı amk. küfür ede ede günümü bitirdim. aşkda ve parada kaybettiğim sıradan günlerimden biriydi sadece...
    26. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      rezerved
    27. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      O yazmış dur rez.
    28. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Hadi hadiii
      0bugünlük bu kadar kardo, her gün bi günü baştan sona anlatıyorum - melek dimaria 08.07.2015 01:56:55 |#2661289
    29. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      dimaria reis icin (bkz: reserved) ayrıca kızı bana pmden de anlatsana merak ettim onu.
      0eyvallah kardo :) atıyorum - melek dimaria 08.07.2015 08:47:36 |#2444104
    30. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Nice story bro 😎 (bkz: rez)
    31. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
    32. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Hadi hadiiiiii . Ayrıca kızı ben de merak ettim lan bi dm alırım :D
      0kardo partı giriyom şimdi az sabret :d - melek dimaria 09.07.2015 01:11:51 |#2444133
    33. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Kardolar kusura bakmayın bugün biraz geç başlıyorum yazar yazmaz partı atıyorum :d
    34. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Reserved
    35. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Rez
    36. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Hadi be amk
    37. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      haftasonları dinlenilmesi gereken zamanlardı. ama ramazanda haftasonuları iftar toplanmaları demekti. cumartesi günü tüm sülale bize geliyordu. yani küçüklü büyüklü ortalama 12 tane aile bizim evdeydi. çok fazla kişi bi odaya sığamayacağından dolayı erkekler salonda kadınlar ise diğer odalarda oturuyorlardı. yani bu demek oluyordu ki, yemeklerine çaylarına bakacağım en az 12 erkek vardı evin içinde. yani kısacası canım çıktı cumartesi günü. pazar günü ise biz gidiyorduk. dayımlara gitmiştik. normalde kuzenime yardım ederdim çay servisinde falan ama dün o kadar yorulmuştum ki, götüm bi kere bile koltuktan ayrılmadı. önüme çaylar yemekler geldi gitti. çok da güzel olmuştu hizmet etmeyip hizmet edilmesi. ama tüm bu olan bitende hep aklımda meçhul sevdiğim vardı. onu çok özlemiştim. hayatınızda bir kere görüp de bir kızı nasıl bu kadar özleyebilirdiniz ki? imkanı var mıydı böyle birşeyin? daha göz göze gelmemiştik bile... pazar akşamı eve gittiğimde bir panik havasına girmiştim. yarın ne giyecektim? iş esnasında görürsem eğer tek seçenek iş elbisesiydi. tişört ve pantolondu yani. o kadar da kötü değildi. ama ya iş dışında giderken yada gelirken görürsem? çok şık olmalıydım. takım elbise mi giyseydim? sanayiye takım elbiseyle gidilir miydi amk. dolabımı inciğine cıncığına kadar baktıktan sonra en normal ama güzel görünen gömlek-pantolon kombini çıkarttım. ütü yapmaktan nefret eder her defasında anneme kitlemeye çalışır kitleyemezsen kitleyene kadar başka şeyler giyerdim. ama bu defa olmazdı. yani kücük bir yer kırışık kalır ve sevdiceğim orayı fark ederse? küçücük bir kırışıklık yüzünden reddedilme ihtimali değildi derdim. eğer öyle olucaksa baştan olmasın zaten. benim bu titizliğim ona verdiğim değeri kendime kanıtlama çabamdı. onun için ne kadar titiz ne kadar özenli olabileceğimi yani onu ne kadar sevdiğimi kendime kanıtlıyordum. o an aklıma ya beni beğenmez istemezse düşüncesi geldi. hiç umursamadım. ilk hoşlandığımda beni sevmiyordu, tanımıyordu ama ben çok mutluydum. çünkü onu sevmiştim. şimdi o beni sevmese ne değişmiş olacak? benim sevgim yine azalmayacak ben onu sevecektim. sevilmek için sevmemiştim ki ulan. bütün düşünceleri bir kenara bırakıp yarın olması için yatağıma yattım ama uykusuzluk hemen geldi yanıma yattı. tavanda geldi tabi üçümüz dertleştik gece gece. sonra sahurdan sonra dayamamayıp uyudum hemen.
    38. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Ya oğlum biraz şu ara sahneleri geç ya bu bölüm çok boktandi mesela ama efsane hikaye genele bakarsak rez rez rez. Ayrıca dm de istiyorum :d
      0dur be olm yazıyoz daha sırf ana hikaye gitsem iki üç güne biter beni de anlayın sksndmf - melek dimaria 09.07.2015 01:42:33 |#2444134
    39. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      pazartesi sabahı uyandığımda her zamanki gibi evden çıkmamıza yarım saat kadar vardı. çoğu zaman on dakika giyinir yirmi dakika daha uyurdum. ama bu sefer hızlıca kalkıp hazırlandım saçımı başımı yaptım ıslak mendiller grubu ile ayakkabılarımı temizledim. babamda hazır olunca yola çıktık. her günün aksine bugün arabada hiç uyumadım. haberlerde renkli gözlü insanların daha çok dalga yaydığı söyleniyordu. yani yeterince konsantre olursam ona kendimi fark ettirebilirdim o bana bakmasa bile. belki saçmaydı ama denemeye değerdi. zaten bakıcaktım saatlerce ona en azından biraz daha gözlerimi büyüterek falan bakardım. zaten küçücüktü gözlerim, 4 yıl aynı sınıfta olduğum arkadaşlarım 4. yılda "ulan senin gözler yeşilmiydi amk" derlerdi. babama yandan "kim tutar seni bas gaza" diye mırıldanıyordum. sahi ismail yk'ya ne olmuştu? yurtsever kardeşler nereye kaybolmuşlardı? gerçi geçenlerde ismail yk bir hafta içinde 3-4 televizyon programına birden çıkmıştı. kesin illuminatiye girmişti. yoksa bu kadar hızlı geri dönüş yapması imkansızdı. ama sonra tekrar ortadan kaybolmuştu. sanırım illuminatiye kolpalamıştı onlarda "hani lan çok ünlüydük kimse siklemedi senin geri dönüşünü" diğerek ismail ykyı yuz felci geçirene kadar allah belanı versin şarkısını söylemeye zorlamışlardı. bu hayat ismailler için çok çirkindi. düşüncelerimden beni sıyıran kasis birazdan ineceğimide hatırlatmıştı. hemen yolcu koltuğunun üstündeki güneşliğin aynasını açtım, kıvırcık olan sakallarım ve saçım mümkün olduğunca düz dişlerim temiz burnum hapşurunca balgam fışkırtmayacak kadar boştu. indim arabadan başladım hızlı hızlı yürümeye. bi ara baktım koşuyorum. sonra terlemekten korktum yavaşladım. bi hızlanıp bi yavaşlıyordum. ey aşk beni neyledin ipne. sanayiye yaklaştıkça sanayi tarafına giden dişiler içinde yengenizi aramaya başladım. ama yoktu demekki gitmiş beni bekliyor diye düşündüm. daha önce hep içimden yorum yaptığım bayanlara artık yorum yapmayı bırak bakmıyordum bile. sonuçta ben evli bi erkek sayılırdım. sanayiye girdim. elim ayağım titremeye başladı. yürürken ayağımı yere bastığım bi anda ayağım fırladı havaya. birşeyin üstüne bastırırsınızda birden fırlar ya aynı öyle fırladı. düşücek gibi oldum ama aşkın gücüyle toparladım hemen. yere motor yağı dökmüştü ipneler. kesin müstakbel nişanlımla aramızı bozmaya çalışan başka dükkanların çıraklarıydı onlar. vay şerefsizler. ne ara arkadan iş çevirmeyi öğrendiniz? bu hareketleri bana şunları gösteriyordu; - onlarda benim onlardan daha iyi olduğumu kabul etmişlerdi ki komplo kuruyorlar - o zaman sevdiğim de beni seçecekti yüksek ihtimal ve belki bu olanları anlatıp duygu sömürüsü yapar senin için bunlara göğüs gerdim diyip bi öpücük almaya diretirdim -yda bn çk parnyktm. dükkanlarımızın bulunduğu sokağa girmek üzereydim. heyecanımın en yüksek olduğu zamanlarda yaptığım gibi olayları at yarışı spikeri gibi tekrar etmeye başlamıştım; dimaria sol açıktan ilerliyor. hemen arkasında gülbatum. dimaria soldan hızlandı bitiş çizgisine en yakın at. gülbatumun jokeri kırbaç darbeleriyle gülbatumu kızdırıyor. iki at da başa baş kim kazanıcak? ve dimaria patladı... ingiliz safkan arap atı dimari bitiş çizgisine 1 metre kala kaslarını patlatıp olduğu yere yığıldı.
    40. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      gördüklerim beni yerle bir etmişti. yere yatıp ağlamak istiyorum. daha doğrusu göremediklerim sıkmıştı kafama iki tane. sevdiğimin dükkanının önünde dükkanın kapalı kapısına bakıyordum. dükkan daha açılmamıştı. daha önce hiç dikkat etmediğim için bu dükkana bu durumun normal mi yoksa anormal mi olduğunu çözememiştim. belkide sevdiyimin başına birşey gelmişti. tırnağı kırılıp acile kaldırmışlardı belkide? hemen gidip tırnak bağışı yapmalıydı. sonra o benim yanıma gelip tırnağın nerde dediğinde ait olan kişide demeliydim. belkide bundan bi on yıl sonra kızlar tırnaksız erkeklere bayılacaktı? etraftaki çakallara belli etmeden yavaş adımlarla dükkana doğru yürümeye devam ettim. etrafta ki dükkanların bir çoğu kapalıydı. hatta burdan gördüğüm kadarıyla bizim dükkanda kapalıydı. içim biraz olsun rahatlamıştı. etrafta açık olan dükkanları kesmeye başladım. sevdiğimin hemen yan dükkanında bi çırak vardı. büyük ihtimal bu ipneydi bana komplo kuran. hemen gidip işini bitmek istedim ama bu bana yakışmazdı. ben asil bir türk gibi cenk meydanında çarpışırdım. zaten bu şarapsız benden biraz daha küçük duruyordu ve pekde bi gideri yoktu şimdi allah var. dükkana kadar yolu yarılamıştım. o sırada yanımdan arabayla timur abi geçti. dükkanın anahtarları ondaydı ve tam zamanında gelmişti beni bekletmemişti. zaten canım yanıyordu. aşkdan anlar mıydı acaba? ilk görüşte aşık olduğum kızı anlatsam beni takar mıydı? timur abi arabadan çıkınca fark ettim ki murat yoktu. bu çok iyi olabilirdi, hem dükkanda rahatlayacak hemde sevdiğim için iyi bir çocuğu levyeyle öldürmek zorunda kalmayacaktım. en azından bazı şeylerin yoluna girdiğini görmek güzeldi. dükkanın bi küçük iki de büyük kapısı vardı. timur abi küçüğü açıp içeri girdi bende içerden büyüklerin anahtarını alıp büyükleri açtım. ama bi gözüm hep karımın dükkanındaydı. kapıları açtıktan sonra gidip üstümü değiştirdim. 10 dakikada bir kapıya çıkıp dükkana bakıyordum açılmış mı diye. ama açılmıyordu amk dükkanı. aşkım özür dilerim ağzımdan kaçtı senin dükkanına küfür eder miyim hiç? öğleye kadar böyle devam etti. kimse gelip gitmedi. öğlenim kavurucu sıcağında bakmaktan bıkmaya başlamıştım ki bi araba yanaştı dükkanın önüne. iki kişi indi. birisi adam ve diğeri müstakbel yengeniz. of nasıl heyecan yaşıp elim ayağım titremeye başladı. dimaria yerden kalkıp gülbatuma kafa atıp yarışı birinci bitirmişti bee. kardolar saat geç oldu bugünlük bu kadar günün devamı ve yeni bir günü yarın yazıcam okuya herkese teşekkür ederim okumayanla ilgili konuşmak istemiyorum sjdnck
    41. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Rez rez rez Ama şu ara sahneleri az tut amk doritos gibisin
    42. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
    43. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
    44. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
    45. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Rez hadi amk minimum dolu 3 part istiyorum bi gün bi belirle artık ne anlatacağını
    46. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      (bkz: reserved) di marya hadi amk doldur suralari.
    47. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Hadi be
      0benim internetim seninkini zükmüş xd - cift basli kartal 10.07.2015 23:30:50 |#2444706
    48. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      hadi amk rez. yaz şunu.
    49. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      birazdan partları girmeye başlıyorum.
    50. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Adam gibi yaz aq
      0yazsın yeter ki amk - cift basli kartal 10.07.2015 23:33:42 |#2444708
    /